ŞARA ASLIHAN ARŞ
" KARPUZ ÇEKİRDEĞİNİN HİKAYESİ "
Mini minnacıkmış ...
Aslında o kadar mini minnacıkmış ki ...
Kendi varlığından bile haberi yokmuş ...
Kendi halindeymiş ...
Vücudu toprakla buluşmuş ...
Kavuşmuş ...
Toprak ona sarılmış ...
O toprağa ...
Birlik olmuşlar ...
Yırtık kotları olan biri gözü gibi bakmış ona ...
O daha gözlerini yeni yeni açarken gökyüzüne etrafındaki ayrık otları
temizlemiş ...
Yapraklarıyla konuştuğu da olmuş ...
Karpuz çekirdeği büyümüş ...
Filizlenmiş ...
Üstelik peyzaj çalışması yapılan bir yerin tam ortasında ...
Bir yanında beyaz çiçekler ...
Bir yanında pembe çiçekler ...
Karpuz çekirdeği " SEVGİ " görmüş ...
Sevgi gördükçe büyümüş ... Artmış ... Çoğalmış ...
Beyaz çiçeklere sarılmış ...
Pembe çiçeklere sarılmış ...
O kadar çok sevgi görmüş ki ...
Dikenli yaprakları olan çam ağacına bile sarılmış ...
Ben ondan zarar görürüm dememiş ...
Sarı çiçekler açmış ...
Yaprağının yeşili , ona bakan gözlere başka bir neşe vermiş ...
Karpuz çekirdeği o kadar büyümüş ki yapılan peyzaj çalışması bile ;
" Tamam vazgeçtik ! Burası senin ! demiş " ...
Her şeyden habersiz ...
Her şeyin dışında ...
Her şey ile o kadar bütün ...
Her şeyin o kadar içindeymiş ki " KARPUZ ÇEKİRDEĞİ " ...
Bir " KARPUZ ÇEKİRDEĞİ " bile ; " SEVGİ " ye
bu kadar ÇOK
bu kadar NET
bu kadar TEMİZ
bu kadar OLAĞAN
cevap verirken ?
Bizim ...
Hepimizin ...
İNSAN denilenlerin ...
Derdi nedir ?
...AĞUSTOS 2016 ...
...ŞARA...

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder