30 Mart 2016 Çarşamba

" SUSULANA "

                                                                                              14.12.2015 İSTANBUL
                                                                       ŞARA  A.  ARŞ
                                                                                       










Bayram sabahı sevincimi cenaze evine çeviren ,

Gök mavimi siyaha ,

Binbir umutla beklediğim sabahlarımı geceye çeviren ,

İncilerden,bulutlardan,sudan,saf sevgiden kurulan cümlelerimi taştan ekmeğe

çeviren,

Kuşların yıkandığı, ceylanların içtiği dupduru suları   "katrana" çeviren,

Anlamlı,duru,beyaz  ne varsa ;  "susan birine " çeviren ,

Ayaklarımın çimene değmesini çok görüpte çimeni  "çöle" çeviren ,

Gözyaşlarımı gülümseyişlerimden daha çok seven ,

Huzurlu sessizliğimi  "kıyamet çığlığına" çeviren ,

Kelimelerle tarif edilemeyecek evlat sevgisini hiç çocuk sahibi olmayacak

birinin kısır   "boşluğuna"  çeviren ,

Gökkuşağının renklerini ;     "anlamazlığın her bir tonuna ayrı ayrı giydiren "

Varlığı  , dipsiz yokluğa çeviren ,

Duyacağı onca ; duayı,avuç içlerimin sıcaklığını,dünyanın kirinden çamurundan

anne karnındaki bir çocuk kadar uzak olan duygumu,düşüncemi,hissimi 

 "KUZEY KUTBUNA "  çeviren ,

Herkesin aklının birbirinin cebinde olduğu bir zamanda ,

Sadece  ;

Gözkapaklarını,alnını öpmekle yetinen birinin çocuk masumiyetini , nasıl derin

"boşluğa"  çeviren ,

Duruluğu,saf sevgiyi, beklentisizliği kat kat  "karanlık aşılmaz zırhlara" çeviren ,

Aidiyeti ; uçsuz bucaksız  "mesafeye "   çeviren ,

Ey sevabı "günaha" çeviren ,

Geleceği  "geçmişe"  çeviren ,

Etrafında kahkahaların uçuşacağı ,sımsıcak ekmek kokulu sofraları ;  yalnız

yenen yemeklere : çıkan tek sesin ; kaşığın masaya değdiği sese çeviren,


Eğer VAREDEN tarafından     "LAYIK GÖRÜLÜRSE  ;    "


Başka bir zaman diliminde gözleri,beyni,elleri bu yazılanlarla buluştuğunda önce

inanamayıp, sonra derin ,koyu bir yanlızlık , kaybetmişlik , kaybolmuşluk

duygusuyla  ne yapacağını bilemeyen  ;



                   "             ELLERİNE             SAĞLIK                   "



Karanlık okyanuslara itmeseydin  "aydınlık kıyıları" nasıl bulacaktım  ?

O naifliğin her bir yanını ayrı ayrı kırmasaydın  "o zırhları"  nasıl giyecektim ?

O duruluğa  çamurun,kirin bulaşmasa ben çamurun tadını alıp  bu bendeki

kıymetli şeyin "farkına"  nasıl varacaktım  ...



"   SUSULAN , ELLERİNE SAĞLIK  "



                                                                         ...ŞARA....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder