16.01.2016 İSTANBUL
ŞARA A. ARŞ
" BEDENİN ÖTESİ "
...
Ben bir balıksam gökyüzünde yaşamaya çalışmışım ...
Bir kuşsam okyanusun dibinde yuva yapmaya çalışmışım ...
Bir ömre verilen " insan beden " hep düşeceği dallara tırmanmış ...
Bir ömre verilen " bir insan beden " aşamamış görünmez duvarları ...
Ta ki ...
" Bir karanlıkta eline verilen CAMDAN BİR MUMA kadar ...
Balığa sınırsız okyanus verilmiş ...
Kuşa ARŞ ' ın bile ötesi ...
Bir bedene öyle bir CAMDAN MUM verilmiş ki ;
Mum insan takvimlerini aşmış ...
Işığı kat kat görünmez duvarları aşmış ...
Mum beşinci , altıncı mevsimleri aşmış ...
Mumun ışığı öteye vurmuş ...
...
Ömür gözlerini , bu alemde cismi bulunmayan çiçeklerin arasındaki bir
bahçede açmış ...
Ömrün ayakları çıplakmış , çimen ne kelime , pamuklara , saflara değmiş ...
Aslında pamuk olan ama bu alemde en anlaşılır çimenle sembolize edilecek
şey ömrün her bir ayak parmağını ayrı sevmiş ...
Ömrün ayağının etini bırakıp kemiklerine batan diken yaralarından ne acı
kalmış ne iz ...
Bütün acılar alınmış ömrün ayaklarından ...
Ömür yol olmuş ... Yön bulmuş ...
Ömür pamuktan çimenlere yatmış , her bulutun renginin farklı olduğu
gökyüzüne bakmış ...
Üstünden , bir annenin çocuğuna duyacağı " merhamet ve koruma "
iç güdüsü ile kıyaslandığında , annenin iç güdüsünün bir kum tanesi kadar
kalacağı ... Ve aslında hiç bir şeyle kıyaslanamayacak bir MERHAMET
RÜZGARI esmiş ...
MERHAMET RÜZGARI ; Ömrün saçlarında gezinmiş , ellerinde , ayaklarında ...
Bu alemde ilk kez bu bahçede karşılaşmışlar ...
Karşılaşmak ki ...
Ne kelime ...
Bu ne koku !
Bu ne huzur !
BU ÖMRÜN NASIL BİR " TAMAMLANMASI " BU !
Bu nasıl bir " AN " ...
Ömür bu AN ' da " DONMAK " istemiş !
" AN " , BİR " MERHAMET RÜZGARI " tarafından " ÖMRE " ;
" LÜTFEDİLMİŞ " ...
...MAYIS 2016...
...ŞARA...

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder