2 Mayıs 2016 Pazartesi

" MÜMKÜN " ...

                                                                       14.01.2016 İSTANBUL
                                                                                 ŞARA A. ARŞ


               "    MÜMKÜN     "



İmkansızın ortasında ...

 "  Mümkün   " oluyorum ...

Beni var eden bana verilen bedenin ömrüne  ;   "mümkün "  diye bir kapı 

var ediyor ...

Görünürde her şey bir Kasım ayın da ; deve - insan ayağı karışımı ayağı olan 

birinin zorlamasıyla başlıyor   "  insan aklımca "   ...

Ve ...

Kalem vakti varmışta bu anı bekliyormuş gibi oturduğu koltuktan kalkıp sağ 

elime geliyor  ...     "   KENDİNDEN EMİN  "  ...

Kağıt bilen biri gibi          ...       "   SUSKUN   "    ...

Sağ el   ... Olması gerektiği gibi , beş tane parmağı var , tırnakları var , ve 

görünürde bütün işlevlerini yerine getirebiliyor ...

Fakat el ...  Verilen bu     ;     "  KENDİNDEN EMİNLİK VE SUSKUNLUKLA  "

birlikte           "      TAM    "      ...     Tamamlanmış  ...

İnsan yan böyle   ...   Eksiğinin farkında değil ... Ta ki  o gelene kadar ...

O bulunana kadar ...

Verilen bedenin sağ el bileğinden geriye kalan her yan  ;   izliyor ...


"   ŞAŞKIN  "    ...

Sol el gözlerini hiç ayırmıyor bu    "   TAMAMLANMIŞLIK "   anından ...

Gözler ...

Dudaklar ...

Saçlar bile izliyor ...

Ayaklar gözlerini kırpmıyor ...

Eski vakitlerde  ömrümün baş köşesinde  hüküm süren  "  insan akıl  "

kabullendi  "  ötenin varlığını "  ...

" Ötenin varlığına yetemeyişini  "    ...   ÖTENİN GÜCÜNÜ   ...

...

Bana bir yağmur sonrası   "  bir su damlası  "    " bir beden gösteriyor "  

annemlerin oturduğu evdeki odamın camın da ...

İnsan akıl nasıl anlasın ...

"  Damla  "  akıp gidiyor  ,  gözler beden de kalıyor  ...

Dışarıda gördüğüm , benzeyebilecek benim bildiklerime benzetebileceğim 

hiç bir ayırtedici yanı yok , tek bir şey dışında ...

Kafasında ki    "   başlık  "  , şapka  onu ifade etmek için çok uygun değil daha 

çok bir   "  sikke  "    gibi ...

"  İnsan akıl yetemiyor "  ...

" Bir bağ kuramıyor  "  olanla bitenle   ...

Fakat gözlerini de alamıyor işte ...

Sanki gözleri  " insan aklının yanına bir şey demek "  istiyor da ...

 Akıl o sırada uyku da ...

Ya da  "  Off     Şara   cam işte  !  Su damlacığı "   falan diyor ...

Fakat gözler sadece bakıyor o na ... 

Beyaz yazan bir kalemle çizilmiş gibi işte cama ...



O kadar net ...

O kadar orada ...

O kadar kendinden emin ...

O kadar ben buradayım diyor ...

İster aklına inan ...  İster gözüne  ... Ben buradayım ...






...



...

...



Resmini çekip Nesli ' ye ,  Sinem ' e , Cihan ' a gönderiyorum ...

Onların ne gördüğünü bilmek istiyorum  ...

Biri hiç bir şey göremiyor ...

Biri leylek görüyor ...

Biri çizgi görüyor ...

Ben uzun bir boy  ...

Kafasında  "  ÇOK NET GÖRDÜĞÜM "  bir sikke görüyorum ...

Ele kola ihtiyacı yok gibi bedenin ...




...




Aynı gün akşamı duştayım  ...

Duşakabinin camında başka bir su damlacığı bana bedeni olmayan sadece

bir baştan meydana gelmiş olan bir suret gösteriyor ... Yüzü , ifadesi yok ...

Ayırtedici tek şey    "  başındaki sikke  "   ...

Sanki sadece buna bak diyor ...

Kafasında sikke olan başın yüzü yok , gözleri ...  ağzı  ...    yok    ...

İnsan akıl anlamak istiyor çünkü ancak anlarsa  "   HUZUR BULUYOR  " ...

Başın biraz ötesinde başka bir beden görüyor göz  ...

Fakat cinsiyeti ayırt edemiyor ...

Bu beden biraz daha belirgin , kolları var ,  ayakları belli  ...

Elinde bir şey var yüzü , yönü kafasında sikke olan başa dönük ...

O na gidiyor gibi görünüyor ...

Fakat elinde ki ...

Köşeli bir şey değil , bir kutuya benzemiyor , hediye değil demekki ...

Çiçek ...

Çiçek gibi de görünmüyor ...

Sanki ...  

Sanki bir odun var elinde  , cinsiyetsiz bedenin ...

Yukarı kaldırmış vaziyette tutuyor  , havada kalan kısmı yanıyor , sanki 

ateş var elinde ...

Odundan bir meşale tutuyor cinsiyetsiz beden ...

Gözleri , ağzı olmayan  kafasında   "  bir sikke  "  olan bir varlığa gidiyor ...

"  İnsan akıl   "   bir anlam bulamıyor ...

Fakat su damlalarının bunları göstermesinin bir sebebi olduğundan emin ...




....








...  bir vakit sonra ...







...








Camdan dışarının izlendiği bir minibüs ...

Dizlerimin üstünde o günün kelimeleri var  ...

Güneşli bir gün ...

İnsan takvimince   bir    Ocak vakti  ...

Sağ el telefonu alıyor ...

Cihan  '  ı arıyor ...

Cihan cevap veriyor ...

Ağız kısa bir hal hatır soruyor  ...

Ağız  ;  


"   Cihan aklında olsun Konya ' ya yolunuz düşerse beni de alın "   diyor ...


...


"  insan akıl  "    o akşam huzurlu uyuyor ...





SES  ;



Sana    "  yollar gelecek  "   Şara  ...   Sen yollara gitmeyeceksin ...

Sana   " isimler gelecek  "  Şara ...  Sen isimler aramayacaksın ...

Sana    " ülkeler gelecek  "  Şara ...  Sen gerek duymayacaksın ...

Sana ne gelirse   "   RABBİNDEN "   gelecek ...  

Gelecek her şeyi  " RABBİNDEN BİL   "    ...

Sana öyle bir     "  hal  "   verilecek ki  ;

Olanlara  ;  üzülmez , şaşırmaz , sevinmez olacaksın ... "  Bilir  "  olacaksın ...

Sende az da olsa kalacak olan  " insan akıl tepkileri "  nin sebepleri de 

diğer insan akıllarla  "  birlik "  göstermeyecek  ...



   "   ŞARA   ,   SANA NE GELİRSE RABBİNDEN GELECEK   "   ...





...























... MAYIS 2016...





















                                                                             ...ŞARA...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder