23.04.2016 İSTANBUL
ŞARA A. ARŞ
" ERİK AĞACINDA BİR ŞARA "
Her şey 2 gün önce evdeki akşam yemeğine yetişmeye çalışırken başladı ...
Ben koştur koştur yokuşu çıkarken önüme " BİR ŞEY " düştü gökten ...
Durdum ...
Fakat düşen şey , düştüğü yer yokuş olduğu için durmadı yuvarlanarak
uzaklaştı ben ne olduğunu seçemeden ...
Yemeğe yetişme telaşım ve ne olduğunu anlama isteğim beni çekiştirmeye
başladılar !
Gözlerim etrafı taramaya başladı !
Sol tarafımda yol sağ tarafımda bahçe içinde çocuk parkı !
Park !
Parkın içine baktım ve nihayet ben parkın içinde mi olsam dışarda mı kalsam
diye karar verememiş bir gövde ! gördüm !
Gövde !
Kahverenginin tonlarında bir gövde !
Ve yukarı !
Biraz daha yukarı !
!!! YEŞİL ERİK AĞACI !!!!
Bedenim öylece ordayken zihnim erik ağacının başına çıkıp çoktan bir kaç
eriği midesine indirip bana da kıllık olsun diye eriklerin çekirdeklerini kafama
kafama attı !!!
19.20
Nesli ' nin evde olmasına 10 dk ! O gelmeden sofranın hazır olması lazım ki
hep birlikte oturalım !!!
Erik ağacının başında ki zihnime gözlerimi kısıp pis pis baktım !
Görüşeceğiz senle !!!!
VE BU GÜN ;
Sinem ' le pazar dönüşü !
Yorgunluk , poşetler , mutfağın durumu hiçbiri engel olamadı !!!
Taytımı giydim !
Saçlar toplandı !
Bez ayakkabılar !
Ve poşet !
HAZIRIM !!!!
Apartmandan çıktım , merdivenlerden aşagı indim , ağaçların olduğu
bahçeden geçildi ve nihayet erik ağacına ulaştım . Sanıyorum gözlerimde
yeşil birer erik vardı bu ara .
İlk etapta bir şey bulamadım çünkü çocuklar gerçekten çok fazla çocuk var
ve karınca gibi sarmışlardı iki gün önce gördüğümde.
İstediğim ağaca tırmanmak konusunda hiç de fena değilim :))
Önce bir şey bulamadım çünkü yakında toplanabilecek hepsini toplamışlardı.
...
...
...
Eriklere ulaşabilmek için uç dallara gitmek gerekliydi ...
...
Erik ağacının başında bayağı plan yaptım :)
Öncelikle kendimin güvenliğini sağlamam gerekliydi aptalca hamleler yapıp
aşağıdaki kaldırım taşını öpmeye hiç gerek yoktu , tamam ben 50 kiloydum ama
ağacın dalları ne kadar güçlüydü bilmiyordum .
Çatal şeklinde bir dal buldum kendime , sarıldım ona hareket imkanım süper
ötesiydi ! Şimdi uçlardaki dallara daha rahat uzanabilirdim ya daaa kaldırımı
öpebilirdim . Birinci fikri daha çok sevdim :)
...
Fakat her ne kadar çabaladıysam bu dal ; tatlıııımmmm büyü de gel !!!
diye kafa buldu ! Sinir oldum ! Kolum uzundu ! Daha ne kadar uzun olacaktı !
Oturduğum dal da güvenliydi ! Ama bu dal çok uzaktı bana !
VE ERİK DOLUYDU !!!
Daha fazla ilerlersem 28 yaşında bir kızın biraz önce erik ağacından düşüp
kafasını kırdığı ana haber bültenlerinde yer bulacağı garantiydi !
Ana haber bültenlerinde erik ağacından düşüp kafasını kıran biri olarak yer
olmak istemediğimden de emindim !!!
Durdum !
Bazı zamanlar durmak en doğru eylemdir :))
Poşetten bir kaç erik ettım ağzıma :)
...
İşe yaramış olacak !
Tatlıımmm büyüde gel ! diye benimle kafa bulan dala yakın bir dalı önce
yavaşça ileri geri çekerek haraket etmesini sağladım !
Biraz daha !
Ve biraz daha aynı işlemi şiddetini artırarak yaptım ve diğer elimle benimle dalga
geçen dalı yakaladım :)))
...
Tatlıımmmm bişey mi demiştin biraz önce :))) deyip onun gözlerinin
içine baktım erikleri poşete koymadan önce :)
Eve geldiğimde Sinem gözlerine inanamadı !
Nesli whatshaptan gönderilen fotoya inanamadı !
... Mutlu son
...
...
Kırmızılar mı ?
Onlarda erik ?
Evet evet onlarda erik :))
Onları da bizzat ben topladım :)
...
Kırmızı erik ağaçlarından topladım onları :)
Kırmızı erik ağacı ne mi ?
...
...
Gören bir GÖZ bulabiliyor demek ki bunları ...
Ve bunların hepsi BEDAVA ...
Yeryüzündeki en güzel şeylerin BEDAVA olduğu gibi ...
MERHAMETİN :)
SEVGİNİN :)
İYİLİĞİN BEDAVA OLDUĞU GİBİ :))
...
Etrafınıza iyi bakın !
Belki yakınlarınızda kırmızı erik ağacı ( ismini ben uydurdum ) vardır !
Kimbilir !
Sizde bedavadan
" MUTLU OLURSUNUZ "
:))
... NİSAN 2016 ...
...ŞARA...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder