5 Nisan 2016 Salı

" IŞIK "

                                                                            05.04.2016 İSTANBUL
                                                                             ŞARA A. ARŞ
Sınırsızım ...

Sonsuz ...

Uçsuz bucaksız  ...

Zihnim gök mavisi ...

Zihnim su yeşili ...

Zihnim ışık  ...

Aydınlık dolu ...

Bir ışık ki değmemiş dünyaya ışığı ... Özü ...

Işık ki ;

O ' na her baktığında başka bir renge dönüşüyor tonu , görüntüsü , manası ,

sus ' u ...

Işık ki  ;

Yetmiyor  O ' na  ışık demek ...

Bütün her şeyin dışında ...

Bütün her şeyin içinde ...

Bütün her şeye karışmış  ...

Bir çorbaya ...

Bir nefese ...

Bir gülümseyişe ...

Bir    "   DAMLA GÖZYAŞINA  "  ...

Ben  hiç ' im ...

Ben yok 'um ...

Işık sonsuz ...

Işık sınırsız ...

Işık anlatılmaz  ...

Ben çırpınıyorum  , bu ışığın tek bir pırıltısı değsin bu aleme diye  ...

Işık toprakta  ...

Işık ney ' de  ...

Işık sus ' ta ...

Işık güneşte ...

Nasıl bu kadar herkesin görebileceği bir yerde  ?

Nasıl bu kadar herkesten gizli olabilir ?


Herkes mi kör ?

Benim bilmediğim bir gözüm mü var ?

Birkaç aya kadar ben de mi kördüm  ?

Ben bunları nasıl görüyorum ?

Başkaları bunları nasıl görmüyor ?

Işık bir yaprağa değdiğinde başka bir şey oluyor !

Işık bir hisse değdiğinde başka bir şey oluyor !

Işık bana değdiğinde başka bir şeye dönüşüyor  !

Işık bir başkasına değdiğinde başka bir şeye dönüşüyor !


Işık sonsuz ...

Işık sınırsız ...

Işık uçsuz bucaksız ...

Işığın bir kez değdiği bir daha kendisi olarak kalamıyor  ;


SESLER  ...

GÖRÜNTÜLER ...

ZAMANLAR ...

MEKANLAR ...

ALEMLER ...

HALLER ...

OLAYLAR ...

SONLAR ...

BAŞLANGIÇLAR ...

ÖLÜMLER ...

DOĞUMLAR ...

GÜLÜMSEYİŞLER ...

GÖZYAŞLARI  ...

HASTALIKLAR ...

BAKIŞLAR ...

ANLAMAKLAR ...

BİLMEKLER ...

ÖĞRENMEKLER ...

Değişiyor ...

Hepsi ...

Yediğin yemeğin tadı değişiyor ...

Saçının her  bir teli ayrı ayrı değişiyor ...

Bütün tırnakların değişiyor ...

Düşün ;

Her bir hücren hem aynı kalıyor ...

Hem bir daha asla eskisi gibi olmayacak kadar çok değişiyor ...

Hepsi aynı anda mükemmel bir şekilde oluyor ...

Sen nasıl bir teslimiyetle gözyaşları içinde izliyorsun olanı biteni ...

Kime anlatabilirsin ?

Kim anlar ?

Yeryüzünde bir çok insana göre ölmek bir insanın başına gelebilecek en kötü 

şeylerden biri ,  düşün önceden senin içinde böyleydi , 27 yıl boyunca  ...

Şimdi ...

Bir ölümün ;

...


...


...

Biliyorsun ...

İnanmak ya da tahmin etmek değil  ...

Düpedüz  biliyorsun ...

Zihnim su gibi ...

Zihnim gök mavisi ...

Zihnim güneş gibi ...

Bir ışık huzmesinde eridi insan yanım  ...

Geriye bir görünürlüğü kalsın diye beden kaldı ...

Ve  , insan yanımdan geriye kalan ...

Bu    "  yoğunluk hali  "   nasıl mümkün olabilir ?

Ben artık sığamıyorum zihnime , bedenime  ...

Gördüklerim  ...

Bildiklerim ...

Başkalarının hayatlarına değerse anlam bulabilir mi her şey ?

Bize denmemiş miydi ?

" HİÇ BİLENLE BİLMEYEN BİR OLUR MU ?  "

O bilmek bu bilmek miydi  ?

Herkes bilirse  dünya denilen alem nasıl bir yer olurdu ?

Ben hiç 'im ...

Hiç bir anlamım yok ...

Bildiklerim dünyada ki hiç bir şeyle kıyaslanamaz ...

Herkes bilirse ?

Herkes ?

Dünya nasıl bir yer haline gelebilir ?

Herkesin bilmesine izin verilir mi ?

Şartlar var mı ?

Varsa nedir ?

Bunu uzaya bile sığmayacak bir  "  ANA EKRAN "  yapıp , sadece dünyaya

değil bütün gezegenlere , bütün varlıklara ,  bildiklerime ,  bilmediklerime

ve hatta henüz var edilmemişlere  göstermek isterdim ...

Bunu gerçekten  "  BİR ÇİFT KANATTAN "  bile daha çok isterdim ...

Günün birinde bir çift kanadım olsaydı bunu bile feda ederdim ana ekran

uğruna ... Ana ekrandan yansıyacaklar dünyayı değiştirebilirdi ...

Bütün dünyayı ... İki kanat sadece beni çok mutlu ederdi ...


Bütün dünyaya anlatacaklarım var ...

Onların benim söyleyeceklerimi umursayıp umursamayacaklarını

önemsemeden ...

Çok büyük bir çoğunluk deli diyecek ...

Bir kısmı sahtekar ...

Bir kısmı aptal ...

Bir kısmı çocuk ...

Ve bir kısmı ;

ANLAYACAK ANLATILANLARI ...

Benim anlattıklarımı değil ...

Bana bunları var edenin anlattırdığını ...


Işık , değdiği hiç bir şeyi eskisi gibi bırakmayacak ...

Işık ...

Sonsuz ...

Sınırsız ...

Uçsuz bucaksız ...


Bir ağacın çiçeğinde ...

Bir damla göz yaşında  ...

Bir ceninde ...

Suda ...

Temiz bir   Öz  ' de ...

Işık ...

Sonsuz ...

Sınırsız ...

Uçsuz bucaksız ...

Dokunduğu hiçbir şeyi eskisi gibi bırakmıyor  ...

Değiştiriyor ...

Dönüştürüyor ...

Unutturuyor ...

Öğretiyor ...

Bulduruyor ...

Dünyanın içinde ...

Hem de dışında ...

Sarmış ...

Sadece dünyayı değil ...

Evreni ...

Boşluğu ...

Olmadığı hiç bir yer yok ...

Olmadığı hiç bir biçim yok ...

Hiç  bir şekil ...

Hiç  bir biçim ...

Hiç  bir öz yok ...

Hiç  bir renk yok onsuz ...

Onsuz hiç  bir nefes  ...

O na ait olmayan hiç bir şey yok ...

Kendine ait nefesi görmemek onu görmemek !

Kendine ait olanı bilmemek !


Körlüğünde dereceleri varmış  meğer ?

Körlüğün dereceleri varsa ? 

Bu anlamanın , görmenin de mi var ?

Bu ışığın kaynağı  nedir ?

Sığamaz ki bu aleme ?

Başka hangi alemlerdedir ?

Bunu gören , duyan , bilen nasıl dayanır bu mutluluğa  ?


Düşün ki ;

Sen ne olmak istersen o oluyorsun bu mutluluktan sonra ...

Bir Anka olmayı dilersen eğer bir Anka oluyorsun !

Sen bir irade olmak istiyorsan , irade oluyorsun !

Nasıl olur bu ?  Mümkün mü deme ?

Bütün imkansızların mümkün oluyor ...

Sen bir   "GÖKYÜZÜ " olmak istiyorsan  " GÖKYÜZÜ"  oluyorsun ...

Bütün yön bulmuşlukların kayboluyor ...

Bütün kaybolmuşlukların yön buluyor ...

Sen bir bahçe oluyorsun ...

O 'nun olmadığı hiç bir  "  ZAMAN "  yok ...

Yok ki ...

Yokların içinde bile yok ...

Benim alfabelerimdeki her bir harf gözlerimin önünde bir bir astılar kendilerini

onun manalarından utanıp ...

Ben ki kalemi kağıdı kutsal sayan ...

Ekmek gibi bakan kaleme kağıda ; bir kalem , bir kağıt yere düştüğünde içinden

üç kez öpüp alnına koymak gelen  ...

Benim kalemim , kağıdım yandı onun manalarından ...

Ben yoktum ...

O vardı ...

Ben kalmadı ki ...

Bir beden kaldı geriye ...

Işık ...


Sonsuz ...


Sınırsız ...

Uçsuz bucaksız ...

Akıllar anlasın diye  ;    "  HAVA GİBİ  " diyeceğim , af dileyerek ışıktan ...

Dolmadığı bir yer yok ...

Doğmadığı bir yer yok ...

Onun anlam bulmadığı tek bir anlam yok  ...

O na çıkmayan bir yol yok ...

O na değmeyen bir bakış yok ...

Her şeyin içinde ...

Her şeyin dışında ...

Her şeyi sarmış ...

Her şeyi saklamış ...

Her şeyi açık etmiş ...


Işık ...

Sonsuz ...

Sınırsız ...

Uçsuz bucaksız ...

Varlığında sen yok oluyorsun ...

Yokluğunda sen var oluyorsun ...

Her yer o ...

Hiç bir yer o değil ...

O 'NUN  ışığının bir zerresi  ...

Seni zerrelere ayırıyor ...

"  BİR BEDENE SIĞABİLMENE BAKIP , GÜLÜYORSUN ! "

Sen hem bir Anka ,

Hem bir çocuk  ,

Hem bir erik ağacı ,

olabiliyorsun ...


"  BİR BEDENE SIĞABİLMENE BAKIP , GÜLÜYORSUN !  "


Işık ...

Sonsuz ...

Sınırsız ..

Uçsuz bucaksız ...

Bilmeye acıkıyorsun ...

Bildiklerin karşısında gördüklerin  " DAHASI DA VAR " diyor ...


Sen görmediğin bir  " DAHASI DA VAR'A GÜLÜMSEYEREK CANINI

VEREBİLİYORSUN " ...

Dünyaya  dair her şeye 27 yıldır yüklediğin anlamları yüklemiyorsun ...

...

Bir var  olmanın içinde hem var oluyor ,  hem yok oluyor  , hem kayboluyor

hem bulunuyorsun ...

Bütün manaların içinde  sen bir zerre oluyorsun ...

Bir zerre  ki  ...


...

...

...

Zihnim su ...

Zihnim gök ...

Zihnim bulut ...


...

...

...

Bütün her şey HİÇ' LİKTE ...

Bütün her şey BOŞLUK ' TA ...

Bütün her şey SUS ' TA ...

Kim o na gözünü kapatırsa karanlıkta  ...

Karanlık ki ;  kimsenin içinde ...


Bana bir zerre değdi ...

Benim her bir zerrem görünmeyecek parçalara ayrıldı ...

O'nun her bir zerresi başka bir alemin kapısı ...

Ben ne yana dönsem  ;

O'nun her bir zerresi beni çağırdı ...

Her bir zerresi başka bir alem ya ,

Her alemin başka bir yanını gördüm ...


Ben sığamıyorum ki  bedenime , zihnime  , saçıma , ellerime ?

Sığamıyorum aleme ?

Ses 'e ...

Söz 'e ...

Ben nefesime sığamıyorum  !

Işık ...

Sonsuz ...

Sınırsız ...

Uçsuz bucaksız ...

Alfabelerim öldü ...

Rakamlar canlı canlı kendini gömdü ...

Simgeler , semboller can  buldu  ...

Bir damla göz yaşı bütün dünyayı değiştirdi ...

"  BANA BİR ZERRE DEĞDİ ! " 

Elim yok oldu ...


Ayağım yok ...

Dilim yok ...

Işık ...

Sonsuz ...

Sınırsız ...

Uçsuz , bucaksız  ...

NE YANA DÖNSEN O  ...

AN ' DA ...

ZAMAN ' DA ...

NEFES ' TE ...

SU ' DA ...

YEDİĞİMDE ...

İÇTİĞİMDE ...

GECEMDE ...

GÜNDÜZÜMDE ...

BAKIŞIMDA ...

AĞLAYIŞIMDA ...

KALEMİMDE ...

KAĞIDIMDA ...

Bir nefes ...

Benim gözkapaklarıma değdi ...

Benim insan nefesim son buldu ...

Başka bir nefes can buldu ...


Işık ...

Sonsuz ...

Sınırsız ...

Uçsuz bucaksız  ...


Bir zerre bin alemi aydınlatır mı ?

Gördüm ben ...

Varlık ...

Sonsuzlukta ...

Bir manalar yumağında ...

Sınırsızlıkta ...

Her şeyde ...

Işık ...

Sonsuz ...

Sınırsız ...

Uçsuz bucaksız  ...

Aydınlık ...

Nasıl bu kadar herkesin gözünün önünde ?

Nasıl bu kadar herkesten gizli olur ?

Nasıl görmez gözler ?

Nasıl ?

Nasıl anlamaz akıllar ?

Kulakları nasıl duymaz sağırlar mı ?

Üstelik bir aydınlığa ?

Böyle bir aydınlığa insan nasıl karanlık kalır ?

...

...

...


" BANA BİR ZERRE DEĞDİ "

" ELİM YOK OLDU BENİM "

" AYAĞIM YOK "

" DİLİM YOK "

Karanlıklarım yok oldu ...

Gözyaşım hayatımda ilk kez mutluluktan aktı  ...

Bir zerre  ...

Tek bir zerre ...

Diğer bütün olguları , olayları , zamanları , hisleri , kimseleri , mesafeleri ,

boşlukları , isimleri   " YOK ETTİ "   ...

Bir zerre bin bir manaya yol buldu  ...

Işığın bir zerresi  ;


Sonsuzluğun kapılarını açtı , insan yandan geriye kalan yana  ...

Anlamlar ...

Zerre ...

Işık ...

Kanatlarımı feda ederdim bu zerrenin bütün dünyaya değmesi için ...

Işık ...

Sonsuz ...

Sınırsız ...

Uçsuz bucaksız ...

" BEN IŞIKTA BİR ZERRE "  ...



                                                       ... ŞARA ....































Hiç yorum yok:

Yorum Gönder