28.12.2015 01:58 İSTANBUL
ŞARA A. ARŞ
" O GELİYOR " !
O geliyor ...
Gecenin bir vakti yüzüme yapacağım kil maskesi yarım kalıyor ...
Sonra ki zamanlar da ...
Oturma odasında misafirler ...
Tabakta makarnalar ...
Bardakta çaylar ...
Okunacak gazeteler ...
O geldiğinde her ne varsa o olmuyor ...
" SADECE KENDİSİ OLUYOR " !
Ben yapmıyorum ...
İnsan yanımın aklı plan , program yapıyor ...
Öncelik sıralaması yapıyor ...
Yapacaklarına bir " ÖNEM SIRALAMASI " yapıyor ...
En başta hep İngilizce notlar oluyor ...
Sonra Ocak ayında başlayacak ehliyet kursunun kitabına göz atmak oluyor...
Arabalar konusunda kör cahilim ...
Kara cahilim ...
Markasını , modelini , kaç basarını bilmiyorum ...
Hakkında bildiğim dört adet tekeri ve bir motorunun olduğu ...
O derece beterim ...
Sırf bir iş görüşmesinde ehliyetiniz var mı ? sorusuna " Hayır " cevabını verip
dışarı çıktığımda ; " Bundan sonraki görüşmelerde evet cevabını vermek ve
birazda yeni bir şeyler öğrenmek için ehliyet kursuna kayıt
yaptırıyorum ...
Ocakta dersler başlayacak ...
İnsan yanımın aklının önem sıralamasında yer işgal ediyor mu ?
Ve son sırada " O " var ...
Aklım ona sıra vermedi aslında , eğer aklımın gücü yetseydi dokuz yüz
milyonuncu sırayı vereceğinden şüphem yoktu ...
" O " zorla , bayağı topla tüfekle aldı teoride 3. , pratikte 1. sırayı
...
Gel gör ki ; aklımın yaptığı önem sıralamasını , planını , programını bozuyor
" O " !
" O " geliyor eylemlerimde " HÜKÜMDARLIĞINI "
" MUTLAK GÜCÜNÜ " ilan ediyor !!!
Umuduma sarıldığım bi günde , ben iş görüşmesine giderken " minibüste "
buldu beni ...
İnsan - deve ayağı karışımı bir ayağı var ... Laftan anlamazlığı , inatçılığı ,
şartlara uyum sağlamazlığı var ...
Her ne olursa olsun sadece onun isteğinin " OLURLUĞUNDAN "
tanıyorum onu ...
Sayesinde en son ortaokulda taktığım sırt çantalarını andıran sırt çantalarım
var ... İçinde kağıtlar , Winniie The Pooh ' lu kalemlik içinde kalemler ...
Aklımla hiç anlaşamamasına rağmen ; kalem , kağıt ve sağ elimle
mükemmel bir uyum içerisinde ...
Geldiği zamanlar sağ elimin ona ait olduğunu bana emanet verildiğini
düşünürken buluyorum kendimi ...
" O GELDİĞİNDE " Aklımın önem sıralaması yalan oluyor ...
En çok ezberlemem gereken İngilizce kelimeler bozuluyor ...
Bozuluyor ne demek !
Yüzüme tükürmek için sıraya giriyorlar !
Tükürmek için sıraya girdikleri sıradaki birbirlerine karşı gösterdikleri ilgiyi,
nezaketi bana göstermiyorlar malesef ...
Hepsi aynı anda tükürse o na da razıyım (!)
Ayrı ayrı , tadını çıkara çıkara tükürüyorlar ...
Bi kere çok zaman alıyor ezberlediğim kelimelerin fazlalığı ve her gün arttığı
dikkate alındığında bayağı zaman kaybı oluyor ; onlar tükürürken elim
sabuna , şampuana gidiyor belki ödenen su faturalarında bir nebze azalma
meydana gelir düşüncesiyle (!)
Birde hepsini ayrı ayrı dinlemek gerekiyor ;
FREEDOM ;
Şara , bu gün bana uğramadın ... Hani senin en çok sevdiğin kelimeydim ,
sen diğerleri alınmasın , kırılmasın diye kulağıma ; ben en çok seni seviyorum
freedom dedin ... Önce inanmadım ama üstünde ismimin yazılı olduğu bir
t-shirt görüp , bunu mutlaka almalıyım dediğinde ben oradaydım , o zaman
inanmıştım sana ... Ama şimdi ; HAYIR !
Freedom dinle demeye kalmıyor ; alnımın tam ortasına isabet alıyor fakat sağ
kaşımın üstüne denk geliyor ...
Tüüüü !!!
Kapıyı çarpıp çıkıyor ... Bizimkiler uyanmasa bari ...
COUNTRIES ;
Çok havalı bu , bir ukalalığı , bir resmiyeti , bir kendini beğenmişliği var dillere
destan ... O kadar resmi , mesafeli , kinayeli konuşuyor ki , tükürene kadar
anlamıyorum iyi bir şey mi diyor , kötü bir şey mi diyor ...
Şara Hanım tebrik ediyorum sizi , alkışlıyorum ! ( Nolur tükürmesin )
Siz ki tekrarlarınızı bir işte çalıştığınız zamanlarda bile aksatmadan
yapardınız ! Sorumluluk bilinci bunu gerektirir ! ( Lütfen tükürme )
Siz artık bana , üstüne basa basa söylüyor ; " COUNTRIES'E "
ve diğer kelimelere karşı sorumluluk duymuyor musunuz ? !!!
Üstelik hayalleriniz , hedeflerinizin başköşesinde " BEN " varken !
Allah aşkınıza bu sorumluluk bilincinden uzaklaşır tavrınızla " SİZİ ,
VALLETTA 'YA KİM ALIR ? " ( Sözleriyle kemiklerimi kırıyor )
Şara Hanım lütfen yaklaşınız ( Hayır !!!! )
Suratınıza tüküreceğim !
Biz , saygıdeğer freedom ile " TÜKÜRÜK SIRASINDA " sohbet ederken bu
seferlik " ALNINIZIN ORTASINI BANA AYIRDIK " Belki işe yarar tekrarlarınızı
aksatmazsınız . Bu yüzden kendisi tam olarak sağ kaşınızın üstüne tükürmeyi
tercih etti ! Bu seferlik alnınızın ortasına ben tüküreceğim ! ( Var edenim
bitsin artık )
Belki farklı bir etki yaratır üzerinizde diye düşündük !
Umuyorum işe yarar !
" O " dediğiniz kimse gider !
Siz yine tekrarlara gösterdiğiniz güçlü " ÖZENİ " yinelersiniz !
Yaklaşın Şara Hanım ! Yaklaşın lütfen !
Yaklaşıyorum ...
Hak ettim ...
Tüüüü !!!!
Iskalama şansı yok !
Alnımın tam ortası tükürülmek için o na ayrılmış ...
Kapıyı çarpıyor ...
Çıkan ses bile resmi ...
Tükürüğü alnımın tam ortasından burnuma doğru akıyor ...
RESPONSIBILITY ;
Geliyor ...
Anlatsam anlar mı ?
Yüzü asık sinirlenmiş belli ...
Ben en iyisi susayım ...
Şara diyor , bir şey soracağım ? ( Tamam konuşarak başladıysa belki
tükürmez , sevinir gibi oluyorum )
Dinliyorum sevgili responsibility ,
Şu anda çalışıyor musun ? Kelimelerden bahsetmiyorum , bir işte
çalışıyor musun ?
Hayır responsibility , arıyorum fakat ...
Peki Şara , bana bu günün kelimelerini tekrarlar mısın ?
Brand ...
Zorluyorum ...
Daha çok zorluyorum zihnimi ...
Sabah o günün not kağıdına yazdım ...
Fakat hiç tekrar edemedim ...
Yazdığımda gündüz 11.00 idi ...
Şimdi saat 03.23 ...
Zorluyorum ...
Boarding card ...
Boarding time ...
Olmuyor ...
Belief 'i yutturmaya çalışıyorum ...
Şara , belief dünün kelimeleri arasında ben senden bu günün kelimelerini
istiyorum ...
Olmuyor ...
Sadece 3 tane söyleyebiliyorum ...
Yaklaşıyor ...
Şimdi neden yüzüne tükürmek için sıraya girdiğimizi anlıyor musun ?
Bu günün kelimelerinden sadece 3 tanesi seninle !
Tüüüü !!!
Tükürüğü sol gözkapağımın üstüne denk geliyor ...
Neden sol kaşımın üstünü tercih etmediğini düşünüyorum ...
Acaba tükürük sırasında başka bir kelimeye mi ayrıldı ?
Sol kaşımın üst tarafı ?
Responsibility önce bir dinle ;
Tamam şu anda evdeyim ama her şey " O " nun denetiminde ...
" O GELİP EYLEMLERİMDE HÜKÜMDARLIĞINI İLAN ETMEDEN ÖNCE HER ŞEY
GÜLLÜK GÜLİSTANLIKTI " ...
O geldi her şey değişti !
Anlamıyor !
Dinlemiyor !
Hep peşimde !
Her yerde !
Düşünebiliyor musun !!!
Gece 04.00 ' te odama girmiş !
Üstelik izinsiz !
Yorganı üzerimden çekiyor !
Işıkları açıyor !
Yatağıma iğneler koyuyor !
Günümü ! Gecemi alıyor !
Benim düzenim yok !
Onun düzeni hüküm sürüyor bedenimde ! Beynimde ! Eylemlerimde !
Bak aklın " ÖNEM LİSTESİNE " siz ilk sıradasınız , bence de yüzde yüz
doğru olan bu !
Olması gereken bu !
Ama " O " geldiğinde olması gereken olamıyor !
" SADECE O OLUYOR " !
Ocakta ehliyet kursunun sınavına zaman ayırmam gerekecek !
Karadeniz yöresel halk oyunlarına zaman ayırmak istiyorum !
Satrançı merak ediyorum !
Öğrenmek istediğim tonla şey var !
" O " bütün zamanımı alıyor !
İyi misin responsibility ? Karadeniz yöresel halk oyunlarına sende gel istersen ?
Belki gevşersin ? Çok gerginsin ?
Demek istiyorum ...
Suratıma suratıma çarpılan kapının hemen öncesinde ...
Olmuyor ...
INTELLIGENCE ;
Geliyor , responsibility 'nin çarptığı kapıdan , alaycı bir ifade var yüzünde...
Çok fazla vaktim yok Şara , zaten yüzüne tükürmek için bekleyen tonla
kelime var dışarda ( Var edenim sevinsem mi ! Üzülsem mi ! Bilemedim !)
kısa keseceğim ...
Yüzüne tükürmekten daha önemli işlerim var ! ( Hadi bi mucize ! Yüzüme
tükürmekle zaman kaybetme , lütfen tükürmeden git )
Tükürük sırasında duydum , bütün bunlara sebep " O " diye biri varmış ...
Evet intelligence ... ( Gözlerim yerde )
Bütün vaktini " O " alıyormuş ...
Bize ayırdığın zamanı ...
Kendine ayırdığın zamanı ...
Ailene ayırdığın zamanı bile alıyormuş kimi zaman ...
( Gözlerim doluyor , galiba intelligence anlayacak beni , umutlanıyorum )
Bula bula seni mi buldu " O " ! ( Ses tonu yükseliyor )
Oldu olacak seni işe de alsın !
Aman Şara sen yeter ki yaz falan desin !
Aylık sana on bin tl falan versin !!!
Intelligence 'ni başına topla Şara ! ( Burda bayağı Türkleşiyor intelligence)
" O " Olacakta ! Ne olacak !
He ! Ne olacak ! ( Çok kızmış , bu kadar olacağını düşünmemiştim )
Başımıza yazar mı olacaksın !!! Oldu olacak kitaplarını da İngilizce yazarsın
diyeceğim ama nerede sende o " BRAIN " !
( Bu noktadan sonra intelligence 'nin Türk olduğuna yemin edebilirim )
Her şeyin tamam bi o eksik zaten !!!
Bak aklını başına topla kelimelere odaklan !
Ben ve kelimeler sana yeni yeni şeyler öğreteceğiz , bırak artık " O " nu !
( Ama ben onu bırakıyorum o beni bırakmıyor ) diyemiyorum çünkü
intelligence 'nin gözbebeklerinden ateşler çıkıyor , kalp krizi geçirmesinden
korkuyorum ...
Bize olan odağını güçlendirmen gerekli ! ( Haklı )
( Belki vazgeçer tükürmekten )
Bak bu kadar işimin arasında buraya kadar geldim , sıra bekledim ve sen
planladığım zamandan kat kat fazlasını aldın ...
Tüüüü !!!!
Sol gözümün altına geliyor tükürüğü ...
Kapıyı çarpıyor ...
PSYCHOPATH ;
Geliyor ....
( Kendimi camdan atsam ölür müyüm diye düşünüyorum ... Bu yüzüme
tükürse teşekkür edeceğim öyle bir bela )
Yavaş yavaş giriyor içeri ...
Pis gülüyor , dişleri sarıdan koyu kahveye dönük ...
Şara bakıyorum zor günler geçiriyorsun ...
Nasıl üzülüyorum bilsen (!)
( Tabiki üzülmüyor , psikopatın önde gideni , zevk alıyor )
Odama göz gezdiriyor ...
Etrafa bakıyor ...
Çalışma masama bakıyor ...
" Buraya gelmeden tükürük sırasındakileri saydım Şara " ( Sinir oluyorum )
Tahmin et bakalım kaç kişiler ?
Susuyorum ...
100 Şara (!)
Susuyorum ...
Belki 200 Şara (!)
Susuyorum ...( Tam bir pislik ! öldürsem kaç yıl yatacağımı düşünüyorum !)
Fakaaattt ;
O kadar çoklar ki sayamadım Şara
Tükürük sırasında ki herkesin duyduğundan emin olduğum yükseklikte bir
kahkaha atıyor ... ( Pis nefesi odaya doluyor , intelligence Türk çıktı bunun
nerden olduğunu düşünüyorum ... Amerikan fimlerindeki psikopatlara
benziyor ... )
İyice yaklaşıyor ... ( Bunun tükürmeyeceğini düşünmek saflık olur )
Burnumu mu ısıracak ???
Gözümü mü oyacak ???
Sağ elime bir şey yapmasa bari ...
O kadar yaklaşıyor ki , burnu burnuma değecek gibi oluyor ...
Gözlerimi kocaman açmış ne yaptığına bakıyorum ...
Tahmin yürütmeye çalışıyorum ama olmuyor ...
Sonra uzaklaşıyor ...
Burnumun ; " Oh be " dediğini duyuyorum ...
Baştan aşağı bana bakıyor ... ( Ne gördüğünü merak ediyorum )
Bir şey düşünüyor ....
Odanın kapısını aralıyor ... ( Yüzüme tükürmeden mi gidecek diye
düşünmeden edemiyorum ) ...
Tekrar yaklaşıyor bana ...
Daha pis bir sırıtış var şimdi suratında ... ( Hayra alamet olmadığından
eminim ) ...
Sırtı dönük bana ...
O ayakta ...
Ben yatağımda oturuyorum ...
Şara , yüzüne tükürmeyeceğim diyor ( Daha kötü ne yapabilir , düşünüyorum
ama bulamıyorum ) , yüzünü bana dönerek ...
Herkesin bir stili var , bir tarzı ...
Tükürmek benim için fazla steril bir yöntem ...
( Karnıma bıçak saplayayım bitsin bu işkence )
Susuyorum ...
Yaklaşıyor ...
Yavaşça sol elinin sol işaret parmağını sol burun deliğine sokuyor ...
Göz gözeyiz ...
Gözlerim kararıyor ...
Başımdan aşağı bir kova kaynar su , hemen ardından bir kova donmuş buz
parçaları dökülüyor ...
Hepsi aynı anda oluyor ...
Ben tam kalkmak için eylemde bulunmak üzereyken , ışık hızıyla sol burun
deliğinden çıkardığı parmağını sol işaret parmağını dizlerime sürüyor !!!
Ben dehşet içinde çığlıklar atarak banyoya koşuyorum !
Kasıtlı olarak aralık bırakılan kapıdan her şeyi duyan kelimeler , yüzüme
tükürmeye iğreniyor , birbirlerini ezerek kaçışıyorlar !!!
" O " GELİYOR ... !!!
ANNEMLERİN EVİNİN BANYOSUNDA !
" BIRAK ONU ! YAZMAN GEREKLİ " ! ! !
SAAT 04 . 56 ' YI GÖSTERİYOR ...
... ŞARA ...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder